Çevre Kı̇rlı̇lı̇ğı̇nı̇ Engellemek İçı̇n Neler Yapabı̇lı̇rı̇z?
1 Ocak 2019’da uygulamaya girmiş olan “ücretli plastik poşet satışı” önlemi, doğamızı korumak ile alakasız bir uygulamadır. Birey olarak da çevremize karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekiyor. Firmalar ve ülkemiz geri dönüşüm işlemlerinde gün geçtikçe gelişmekte. Sonuçta plastik ve ya diğer atıklar kendi başlarına doğaya yayılmıyor. Herkesin katkıda bulunabileceği, küçük ama etkili yöntemlere göz atalım.
Ocak’tan itibaren plastik poşet kullanımı için ücretli dönem başladı. Sektörün kötü çocuğu ve günah keçisi seçilmiş olan plastiğin, kullanımının azaltılması için atılan bu adım, ne yazık ki tek başına zaten yeterli değil. Öncelikle bireylerin farkındalığı arttırılmalı.
Aslında hepimizin el birliği ile farkında olmadan doğaya ve çevremize attığımız plastikler dünyaya verdiğimiz zararlardan biri. Suçlusu biz, insanlarız. Tahmini olarak yaklaşık 1000 senede doğadan yok olan bu atıklar aslında dönüştürülebilir. Ama bilinmeyen ve bilenlerin de bahsetmediği gerçeklerden biri de, biyobozunur plastikler doğada 6 ay gibi sürelerde çözünebiliyor. Yapılan araştırmalarda ülkemiz plastik tüketimi konusunda oldukça üst sıralarda yer alırken, Akdeniz’in kirliliğinin de büyük bir kısmının yine Türkiye kaynaklı olduğu açıklandı. Tüm bu göstergeler artık insanları bilinçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Atılan bu adım muhakkak ki poşet tüketiminde bir azalma sağlayacak, fakat doğaya salınan atıklar sadece plastiklerden ibaret değil, sadece bu önlem yeterli olmayacak.
Peki Sorumlu Bireyler Olarak Bizler Ne Yapmalıyız?
Yetkililer tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmenin doğayı korumanın en önemli yollarından biri olduğunu belirtiyorlar. Bunun yanı sıra, tek kullanımlık ürünlerin satın alınmasından mümkün olduğu kadar uzak durulması gerektiğini ifade ediyorlar. Ama kimse insanları geri dönüşüm için bilinçlendirelim demiyor. Kişi başına tüketilen plastik adedi ülkemizde çok yüksek. Plastik şişelerde satılan sular, bu tüketimin büyük parçası oluyor. Bu tarz tek kullanımlık tercihler yerine termoslar, kâğıt bardaklar öneriliyor fakat kimse maliyetlerinden, insanların taşıma imkanı olup, olmamasını sorgulamıyor ve plastiğin geri dönüşüm finansal katkılarından bahsetmiyor.
Bir diğer problem ise geri dönüşüme yeteri kadar özen gösterilmemesi oluyor. Firmalar atıklarını toplayamadıktan sonra, nasıl geri dönüşümlerini sağlayacaklar. En üzücü tablolardan biri ise denizlerimizde yaşanıyor. Her yıl yüzlerce deniz canlısı, yemek zannedip atıkları tükettiği için yaşamlarını kaybediyor. Geri dönüşüme herkesin destek vermesi gerekiyor. Aynı zamanda geri dönüşüm tesisleri yeterli kapasiteye sahip olmadığı için de, ülkemizin yöneticilerinin de bu konuda yatırım yapması gerekiyor.
Yetkililer pazar, market alışverişlerinde kullanılan plastik poşetler yerine fileler, kâğıt torbalar, kese kağıtları gibi alternatifler sunuyor. Tabii burada sadece bireylere değil kurum ve kuruluşlara da büyük görevler düşüyor. Hali hazırda bu tarz ürünler çok sık bulunmuyor, bulunsa dahi bu sefer de ağaçların kesilmesi artıyor. Yine bilinçsiz bir toplum kalacağından, kağıt ürünler de geri dönüşüme gidemeyecek.
Doğayı ve çevremizi korumak hep beraber gerçekleştirebileceğimiz bir eylem. Oluşan kirliliğin boyutları, zarar verici bir hale geleli uzun zaman oldu. Doğanın başına gelenlerden aslında hepimiz sorumluyuz. Ne yazık ki hep birlikte yapılan ihmallerden, dikkatsizlikten ve önemsememekten yine hep birlikte zarar göreceğiz. Bu atıkların saçılmasından inanın ki, firmalar da memnun değiller, geri dönüşüm ile elde edecekleri hammaddeleri kayboluyor, maddi ve manevi zararlara uğruyorlar.