Plastiğin hayata dokunduğu noktalardan sürekli bahsediyoruz ancak bunun bir sonu yok.
Bir kısmımızın çocukluk hayallerini süsleyen meslek, bir kısmımızın en büyük hayranlığı, ancak hepimizin hayranı olduğu bir kahramanlar topluluğu var
Renkler olmasaydı nasıl bir dünyamız olurdu acaba? Gökyüzünün ve denizin mavisi, toprağın kahverengi, çimenin yeşili…
Öncelikle başlığımız “tık tuzağı” başlıklara benzediği için sizlerden özür dileriz!
Gerçekten söylenmiş midir söylenmemiş midir bilinmez ancak muzaffer komutan Napoleon Bonaparte’a ithaf edilen meşhur bir söz vardır
Geri dönüşümün üzerine sürekli yazıyor, sürekli konuşuyor, sürekli ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz.
Kim demiş insanlar uçamaz diye? Uçarlar, hem de bal gibi! Uçaklardan bahsetmiyoruz hayır; insanlar uçaksız da uçmayı deniyor yüzyıllardır.
Büyük bir konfor alanının içerisinde yaşıyoruz hepimiz. Geliriniz çok mütevazi bile olsa, kullandığımız öyle işlevsel ürünler var ki, 500 yıl önce krallar, padişahlar görse imrenerek bakardı.
Mutfağınızdaki çekmecelerinizi veya dolaplarınızı, gündelik mutfak edevatını muhafaza etmek için nereyi kullanıyorsanız orayı gözünüzün önüne getirmenizi istiyoruz.
Silahlarınızı kuşanın, operasyon vakti! Harekete geçesiniz yoksa bile bu mesaj sizde bir şeyler uyandırabilir, içinizde uyuyan canavarı uyandırabilir!
Vücudumuza iyi bakmamız lazım. Yaşımız kaç olursa olsun, bedenimizin kıymetini bilmeliyiz ve yaşımız iyice ilerlediğinde acı çekmemek adına elimiz ayağımız tutuyorken bedelini ödemeliyiz!
Hayata dair çok olağan karşıladığımız, hayat akışını onlar olmadan düşünemeyeceğiz bir çok şey var.
Toplumun güzelliği ne şekilde tanımladığını ve hangi özellikleri önemsediği her dönem değişim gösterir.