Pagder’den 2019 Plastik Sektörü Beklentileri
Plastik Sanayicileri Derneği’nin 2019 Plastik Sektörü Beklentileri
Plastik sektörü üretimi 2018 yılında 9,5 milyon ton olarak gerçekleşirken, 36,5 milyar dolar ciro elde edildi. Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER), 2018 yılının değerlendirmesini yaparak 2019 yılı beklentilerini açıkladı. Açıklamada, geride kalan yıl yüzde 6 dolayında daralma gerçekleştiği ifade edilirken, 2019’da 7 milyar dolara yakın ihracat hedeflendiği belirtildi.
Plastik ihracatının 2018 yılında en önemli teselli olduğunu ve ihracatta 2019 yılında da çift haneli artışların devam edeceğini ifade eden Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, hammadde, mamul ve makine tarafında yüksek ihracat artışları yakaladıklarını belirtti.
Selçuk Gülsün;
“Yurtdışı pazarın sektör satışlarına pozitif yönde katkı vermeye devam ediyor. 2018 yılsonu ihracatında plastik hammaddede yüzde 25 dolayında, plastik mamulde yüzde 10 dolayında ve plastik işleme makinalarında yüzde 30’lar mertebesinde artış beklemekteyiz. Plastik hammadde, mamul ve makine ihracatını göz önüne aldığımızda toplam sektör ihracatının yüzde 13,5 artışla 6,2 milyar dolara dayandığını görmekteyiz. 2019’da hammadde ve mamul ihracatına plastik işleme makinalarını da dahil ettiğimizde sektörün 7 milyar dolara yakın bir ihracatı yakalayacağını düşünüyoruz” dedi.
2019’Da Sektör İhracatı Çift Haneli Büyümeye Devam Edecek
2019’da ihracat odaklı bir yıl geçirileceğini öngördüklerini ifade eden Selçuk Gülsün;
“2019’da plastik sektörünün en önemli gücü ihracat gelirlerindeki artış olacaktır. 2018 sektör ihracatındaki yüksek ivmelenmenin 2019’da da devam edeceğini ve pazar payımızdaki artışın devam edeceğini ön görmekteyiz” dedi.
2018 Yılında Üretimde Daralma
Plastik mamulde 2018 yılında miktar bazında yüzde 6 dolayında küçülme ile yaklaşık 9,5 milyon üretim, değer bazında ise yüzde 5 dolayında daralma ile 36,5 milyar dolarlık ciro rakamlarına ulaşılacağı tahmin ediliyor. Söz konusu küçülmede otomotiv, beyaz eşya, inşaat, elektrik-elektronik, mobilya gibi plastik sektörünün tedarikçi olduğu birçok sektördeki ekonomik aktivitedeki yavaşlamasının etkili olduğunu dile getiren PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün:
“Artan petrol fiyatlarının yanı sıra 2018’de döviz kurunun yarattığı erozyon, hammadde maliyetlerindeki artış, faiz oranlarındaki yükseliş, satışlarda ve yatırımlardaki düşüş plastik sektöründeki daralmanın arka planını oluşturdu.
Selçuk Gülsün: “Finansmana erişim kısıtlandı”
Döviz cinsinden borcu olan işletmelerin yaşanan kur şoklarının ardından temerrüde düşmeye başladığını ifade eden Selçuk Gülsün, bankaların batık kredilerindeki genişlemeye bağlı olarak sağlıklı olan işletmelerin de finansman kaynaklarına erişemediğini, takipteki alacakların arttığını, yüksek faizden borçlanma maliyetlerinin yaygınlaştığını ve vadelerin kısaldığını, yurtdışından borçlanma seviyesinin de düşmesi ile birlikte kredi kanallarında da daralma yaşandığını belirtti.
İç Pazar Daralması 2019 Yılında Da Devam Edecek
Türkiye plastik sektörünün iç pazar büyümesi açısından 2019 yılında 2018 yılına benzer bir performansa sahne olabileceğini öngördüklerini belirten Sayın Gülsün şunları kaydetti:
“Sektörde iç pazardaki daralmanın 2019 yılında da sürmesi beklentiler dâhilinde. Belirsizlik ve finansman maliyetlerinin yüksekliği yeni yatırımlarda yavaşlamaya neden olabilecekken; 2019’da yerli yatırım mallarına olan talep bir miktar daha fazla olabilir. Korumacı ticaret politikalarının etkisiyle küresel ekonomide büyüme sınırlı kalacak. Avro alanı için 2019 büyüme beklentilerinin yüzde 1,8 düzeyinde seyredeceği beklentisi, ABD faiz oranlarının artmaya devam edeceği beklentileri, sermaye çıkışlarının Türkiye gibi gelişme yolunda olan ülkeler için negatif dışsallıklar üretmeye devam edecek. Yakın coğrafyada yaşanan gerilimler ihracat pazarlarımızda çeşitlilik yapmaya yönelik attığımız adımların devam edeceğini gösteriyor. Türkiye’nin geleneksel müttefikleri ile bir süredir anlaşmazlıklar yaşaması ekonomik iş birliklerinin de etkilenmesine neden olabilmektedir. 2019 yılında Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde kolay olmayan koşulların geçerliliğini koruyacağını öngördüğümüzde finansmana erişim, kurdaki dalgalanmalar gibi konular gündemimizde kalmaya devam edebilir.”