Plastiklerin Atası
Doğa şüphesiz ki hayatımızın içindeki bütün buluşların ilham kaynağıdır. Doğal kaynakların kısıtlı olması, elde edilmesi pahalı olması ve zor işlenmesi sebebi ile insanoğlu her zaman bir arayış içinde olmuştur. Tekstilden mobilyaya, savunma sanayinden eğlence sektörüne bir çok alanda ucuz, kolay üretilebilen ve biçimlendirilebilen bir malzeme bir çığır bir çağ başlangıcı olacaktı. 1909 yılında Belçikalı kimyacı Leo Hendrik Baekeland (1863-1944) tarafından doğada bulunan kehribardan ilham alarak suni bir reçine olan BAKALİT bulunmuştur. Baekeland, Yunanca biçimlendirme anlamına gelen plastikos kelimesinden yola çıkarak plastic ismini verdi bu yeni mucizeye. Plastiklerin atası bakalit işlenmeye, şekil değiştirmeye ve evrim geçirmeye çok uygun ve istekliydi… çünkü insanoğlu bakaliti istiyordu.
Bakalit, formaldehit ve fenolün, bazik ortamda amonyakla ısıtılması ile elde edilir. Reçineleşme olayı sırasında bakalit, ilkin sıvı ya da macun kıvamında bir maddedir. Bu haline kısaca A bakaliti denir. Isı verilerek katı hale getirilir. Bu haline ise B bakaliti denir. Ardından toz hâline getirilerek kâğıt, asbest, elyaf, boyalar gibi dolgu maddeleri ile karıştırılarak kalıplara konur ve tekrar ısıtılarak sertleştirilir. Bu son haline ise C bakaliti denir. Böylelikle istenilen biçimde ve istenilen yerde kullanılacak duruma getirilmiş olur.
Bakalitin hayatımıza girişi hızlı, her alanda kullanımı daha da hızlı, yükselişi ve vazgeçilmez oluşu ise hayalin ötesinde de hızlı olmuştu. 1930 yılında oltu taşı bakalit reçinesinden yapıldığında doğal taşlar ile eş değer hatta daha değerliydi. Disneyland tamamıyla plastikten 1957 yılında yapıldığında tamamıyla geleceğe aitti çünkü plastiktendi ve insanlar geleceği görmek için Disneyland’a geldiler. II.Dünya Savaşı’nı müttefiklere kazandıran strateji ve güç değildi, plastikten hızlı ve ucuz ürettikleri savaş malzemeleri ve araçlardı. Geçmişten günümüze bir çok koleksiyon parçası örneğin tespihler bakalittendir. Elektrik prizleri, eşyalar ve otomotiv parçalarının yapımlarında kullanılan önemli sentetik maddelerden biridir bakalit. Bunun en önemli nedeni sert oluşu, iletken olmaması ve istenilen formda dökülebilmesidir.
Monomer olan plastikler kimyasal tepkimeler veya ilave maddeler kullanılarak polimer oldular. Bir monomer ( Yunanca mono "bir" ve meros "parça" ) bir polimer oluşturmak için diğer monomerlere kimyasal olarak bağlanabilecek küçük bir moleküldür. Monomer, daha yüksek bağlı molekül kütleli yeni bir ürün vermek için kendisiyle ya da başka bir bileşikle tepkiyebilen bileşikleri belirten kimya terimidir. Kendisiyle tepkiyerek polieteni veren eten, monomerlere örnek gösterilebilir. Polimer (Yunanca: poli "çok", meros "parça"; çok parçalı anlamında), monomer denilen görece küçük moleküllerin birbirlerine tekrarlar halinde eklenmesiyle oluşan çok uzun zincirli moleküllerdir. Aynı monomerlerin oluşturduğu polimerlere homopolimer,en az iki farklı tip monomerden oluşan polimere ise kopolimer denir. Bir kimyasal tepkimede polimer oluşumuna, polimerleşme denir. Polimerler düşük üretim maliyetleri, kolay şekil almaları ve amaca uygun üretilebilmeleri nedeniyle her alanda yaygınlaşmıştır. PVC (Poli Vinil klorür), Teflon (politetrafloroetilen (PTFE)) PET (polietilen tereftalat) hayatımıza giren polimer örneklerindendir.