Savaştan Barışa, Kavgadan Eğlenceye
Savaşlar dünya tarihinde büyük dramlara ve yıkımlara sebep olmakla beraber, şartları zorlayan bilim adamlarının ve mühendislerin de keşiflerine ve icatlarına da ilham vermektedir. Savaşları her ülke her komutan en az kayıp ile en kısa sürede kazanmak ister. Bu istekler bilim adamlarının ve mühendislerin omuzlarında ağır yükler bindirmekte, stres yönetimini başarı ile yapabilenler için avantaj haline dönüşmektedir.
II.Dünya Savaşı uzun sürmesi ve güç dengelerinin sürekli değişmesi ile yeni teknoloji ve yeni malzeme çeşitlerine şahitlik etmiştir. Bu malzemelerden en önemlisi tabii ki plastiktir. Polietilen tesadüfen keşfedilen ve II. Dünya Savaşı sırasında stratejik madde sınıfına alınarak varlığı gizlenen bir plastiktir. Polietilenin fabrikada üretimine 1939’da İngiltere’de başlandı ama üretim basınç ve sıcaklık altında yapıldığından oldukça maliyeti yüksekti. II. Dünya Savaşı sırasında, polietilenin radar kabloları için çok uygun bir yalıtım malzemesi olduğu anlaşılınca bu plastiğin varlığı gizli tutuldu. Müttefiklerin radarda uzun elektrik hatlarının yalıtımında kullandığı polietilen, İngiltere’nin Atlantik Okyanusu’nda seyreden gemilerine yardımcı oldu. Bournemouth Sanat Üniversitesi'ndeki Plastik Tasarım Müzesi'nden küratör Susan Lambert "Pilotlarımıza avantaj sağladı ve bazıları bunun savaşın sonucuna katkıda bulunduğunu söylüyor" denildi. Polietilen sadece radarlarda kullanılmadı elbette… paraşütlerde, bombardıman uçaklarındaki taretlerin pencerelerinde, miğferlerde, gemilerde, tanklarda ve bir çok alanda daha polietilen kullanılmıştır.
Savaşın seyrini değiştiren plastik barışın sağlanmasını hızlandırmış, kavga yerine sosyal hayatın yaralarının sarılması için en önemli ürün olmuştur. Mobilyalar hızla üretilmeye, piyanolar tekrar ruhları izole eden notaları harabeler içinde yükseltmeye, dans geceleri organize edilmeye ve kadınlar naylon çorapları ile dans ederken bir yıldız gibi gözleri büyülemeye başlamıştı.
Araştırmacılar 1945 sonrası döneme ‘Büyük Hızlanma’ adını koymuştur. Bu yıllarda kimse televizyonu duymamışken, 1949 da plastiğin televizyon üretiminde kullanılması ile televizyon fiyatlarının ucuzlaması sonucu, Amerika’da haftada 100.000 adet televizyon satılmaya başlanmıştır. 1955 ile 1965 yılları arası Amerikalıların %42 doğum kontrolü için kondom kullanmışlardır. 1965 te ise plastiğin simgesi haline gelmiş olan plastik torbalar kullanılmaya başlanmıştır. Bugün dünyada yılda 500 milyar plastik torba kullanılmaktadır ve insanoğlu tarafından doğaya atılmakta ve günah keçisi plastik olmaktadır. Çok ironik!!!
Plastik ile savaşmanın, plastik torba ile kavga etmenin insanoğlu için hiçbir anlamı yoktur. Savaşları sonlandıran, eğlenceden genel kullanıma kadar etkili olan plastik ile yaşamayı öğrenmemiz ve plastiği değil kendimizi kontrol etmenin formülünü bulmalıyız. Hep ifade ediyoruz ve ifade etmeye ısrarla devam edeceğiz “Plastik Kendi Kendine Yürümez” !!!