Geçmiş, Bugün Ve Gelecek
İnsanın doğaya hükmetme çabası, ne bugünün konusudur ne de dünün. Ortaya koyacağımız bütün tarihsel kısıtlamalar, insanlık tarihini eksik algılamamıza sebep olacaktır. İnsanın dünyaya gelişi kadar eski, insanlığın sonuna kadar da uzanacak bir meseledir doğaya hükmetmek. Kimi zaman insan, kimi zaman doğa galip gelmiştir bu zorlu mücadelede. İnsanoğlu her zaman kendisine bir çıkış yolu aramış, eline geçen bütün materyalleri olabilecek en verimli şekilde kullanmaya çalışmış, doğanın ise buna cevabı dengesini korumak ve varlığını sürdürmek olmuştur.
Zorlu koşullar insanın yaratıcılığını beslemiştir her zaman. Karşılaşılan problemler ve zayıflıklara karşı çözüm üretme çabası, bugün adına bilim dediğimiz pek çok bilgi birikiminin de öncülü olmuştur.
İlk çağlarda doğal halinde bulunan materyalleri kullanan insanoğlu, bilgi birikiminin artmasıyla elementleri birbirlerine sentezlemeyi başarmış, bir nevi kimyanın da temellerini atmıştır. Doğadan bitkisel yollarla elde edilen kauçuğun yüksek üretim maliyeti ve üretiminin zorluğu da bilim insanlarını bir çözüm arayışına itmiş, bu çalışmalar da bir süre sonra meyvelerini vermiştir. İlk olarak 1862 yılında Alexander Parkes tarafından ticari plastik icat edilmiş, 1866 yılında seri üretime geçilmiş ve dünya genelinde büyük yankı uyandırmıştır. Leo Baekeland tarafından 1907 yılında ısıdan etkilenmeyen Bakalit’in icat edilmesi, plastiğin tarihsel dönüm noktası olmuştur. Eşi benzeri görülmemiş avantajlara sahip olan, üretim maliyeti düşük, kullanımı ve şekillendirilmesi kolay, ömrü çok uzun olan bakalit, icat edildiği tarihten itibaren yoğun şekilde kullanılmaya başlanmıştır.
Gelişen kimya biliminin ve üretim teknolojilerinin sağladığı imkanlar da bugün hayatımızın her noktasının ayrılmaz bir parçası olan modern plastik türlerini ortaya çıkarmıştır. Günümüzde plastiğin kullanılmadığı bir alan yoktur demek doğru olacaktır.
Peki ya gelecek? 100 yıla yakın bir süredir plastiğin yerini dolduracak güçlü bir alternatif ortaya çıkmadı. Kullanımının kolaylığı, düşük maliyeti ve dayanıklılığı gibi pek çok sebep, plastiği rakipsiz bırakmakta. Günümüzde artan geri dönüşüm teknoloji ve yöntemleri, plastiğin yakın gelecekte de tahtını koruyacağına dair güçlü bir izlenim oluşturuyor. Ancak insanoğlunun geçmişine baktığımızda, ileride bizi ne gibi sürprizlerin beklediğini kestirmek pek mümkün görünmüyor!
Uzaya ne zaman koloni olarak gideceğiz belli değil belki ama plastik uzayda yerini çoktan aldı bile. Uzayda var olmanın anahtarı olan plastik dünyada üvey evlat olmamalı.