Gözünüz Aydın
Modanın ayrılmaz parçası, güneşli günlerin kurtarıcısı, her yaştan insanın hayat yoldaşı, tanıklık ettiğimiz en güzel anların eşlikçisi, bulanık sahnelerden bizi kurtaran yegane dostumuz… Nedir bu kadar uzun uzun anlattığımız, övmeye doyamadığımız ürün? Evet doğru bildiniz: Gözlük. Göz sağlığının kıymetini bilenler size gözlüğün ne kadar kıymetli olduğunu söyleyecek, “Sezar’ın hakkı Sezar’a!” diyecektir.
Cam lenslerin görme amacıyla bir gözlük fomunda kullanımına dair bildiğimiz en eski kaynak, 1268’de Roger Bacon tarafından ele alınmıştır. Öncesinde şeffaf kuvarslar veya veril ile yapıln büyüteçler, “okuma taşı” olarak kullanılıyordu. İlk gözlükler çivi ile birbirine bağlanan iki mercekten ibaretti. Gelişimleri de epey uzun sürmüş, ilginç ve eğlenceli ancak kullanışsız pek çok ara gözlük formu üretilmiştir. Kimisi bir makas şeklinde elle tutarak kullanılıyor, kimisi ise tek göze göz kaslarıyla sıkıştırılmak suretiyle kullanılıyordu. En popüler kullanım tarzlarından birisi, gözlüğün şapkaya bağlanıldığı “kelebek gözlük” modelleriydi. Güneş gözlükleri ise dünyanın geri kalanından bağımsız şekilde Çin’de ortaya çıktı. Ancak kullanım amacı bugünkinden oldukça farklıydı. İs ile karartılmış camlardan yapılan gözlükler, güneşten korunmak için değil, tanınmamak veya mahkemelerde yüzünü örtmek gibi amaçlarla kullanılıyordu! Matbaanın keşfi ve okur-yazarlığın yaygınlaşması, gözlüğe olan talebi ve ihtiyacı arttırmıştı ancak teknolojik gelişim ihtiyaca paralel şekilde ilerlemiyordu. Nihayet 18. yüzyıla gelindiğinde, bugün kullandığımız forma yakın saplı gözlükler Edward Scarlet tarafından icat edildi. Saplar istendiği gibi ayarlanabiliyor ve düşmedeni dengeli şekilde gözde durabiliyordu. Gözlüğün gelişiminde en önemli kilometre taşlarından birisi gözlük sapının bulunmasıdır demek doğru olacaktır.
Gözlük gelişirken, gözlük camları da aynı şekilde bir dönüşüm içerisine giriyordu. Ağır minerallerden üretilen gözlük camları çok uzun süreler boyunca kullanıldı, hala daha cam gözlük olarak kullanımdalar. İncelikleri hariç artık onları kullanmamız için geçerli bir sebep yok; ağırlar, kırılmaya meyilliler, zorlu koşullara karşı daha emniyetliler, üretilebildikleri renk skalası epey dar. Peki tüm bu şartlarda ondan üstün olan, bununla beraber daha düşük maliyetlerde üretilebilen alternatifi ne? Cevabımız plastikten üretilen organik camlar.
Gelişmiş plastik teknolojileri sayesinde, mercek üzerine uygulanan her türlü işlemi artık plastik üzerinde de uygulayabiliyoruz. Üstelik plastik sadece gözlüğün camında değil, gövdesinin üretiminde de yoğun şekilde kullanılıyor. Sadece gözlükte değil, kontakt lenslerde de plastiğin kullanıldığını görüyoruz; üstelik çok küçük olan kontakt lenslerde materyal olarak herhangi bir muadili yok!
En iyisi gözlerimize iyi bakmak, onları hor kullanmamak ve gerekli vitamin-mineral takviyelerini yapmak. Ancak genetiğimizin önüne geçemeyiz elbette. İşte o anlar geldiğinde, plastikten üretilen lensler ve gözlükler sizinle olacak, gözünüz aydın!