Kuşlar Kadar Özgür
Uçmak, kuşlar gibi özgür olmak, gökyüzünde süzülerek yer yüzüne inmek, bir den bulutlardan balıklama atlamak, bir dağın tepesinde mola vermek, yıldızlar ile yarışmak ne kadar cazip ve ilgi çekici olsa da insanın yaradılışında olmayan özellikler. İnsanlar varoluşlarından günümüze uçmanın yollarını aramışlardır. Tahta kanatlar, balonlar, uçaklar, roketler denemelerin sadece bazıları. Gelişen teknoloji ile insanoğlu artık uçabiliyor ama paraşüt duygusal bir bağ gökyüzüyle bizler için…
Nesnenin atmosferde açık bir ortamda havanın kaldırma kuvvetinden faydalanarak yavaş yavaş inmesini sağlayan bir araçtır. Paraşüt, ipek gibi bir naylon kumaştan üretilmektedir. Şemsiye biçimindeki şekli en genelidir ama kare ve dikdörtgen biçimde olanları da mevcuttur. Uzay uçuşlarında da paraşütlerden faydalanılmaktadır. Uzay araçlarında ve füzelerin baş kısımlarında uzaydan yeryüzüne dönüşte hızın azalması amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan paraşütün ana temellerini Leonorda Da Vinci’nin bulduğu bilinmektedir. Dünyada havadan paraşütle ilk iniş 22 Ekim 1797 yılında Fransız Andre Garnerin yapmıştır. Fransa’da Paris’ten havalanan balonla yükseğe çıkıp, balonu sepete bağlayan ipi keserek yere paraşütle inmeye başlamıştır ve başarıyla sonlandırmıştır. Uçaktan ilk kez paraşütle atlama ABD’de gerçekleşmiştir. Yüzbaşı Berry, 10 Mart 1912 yılında ABD’de uçaktan atlamıştır. 1913 yılına gelindiğinde ise Fransız pilot Pegoud uçağın gövdesine koyulan paraşütle atlamış ve Avrupa’daki ilk paraşütle atlamayı başarmıştır.
Paraşütün Kısımları Nelerdir?
Genel olarak paraşütler beş kısımdan oluşur.
1. Komple kubbe
İçi hava ile dolarak personel ve malzemeyi taşıyan kısımdır. İpek veya naylon kumaştan dilimler halinde yapılıp birleştirilmiştir. Tepesinde hava deliği vardır. Ön paraşüt veya yardımcı(rehber) paraşüt vasıtası ile çekilerek torbasından çıkarılır. İplerle paraşüt kemerine veya yeleğine bağlanmıştır.
2. Açma torbası (navlaka)
Komple kubbenin açılma kolaylığını sağlamak maksadı ile özel bir teknikle içine yerleştirildiği bu torba, pamuklu kumaştan yapılmıştır. Torba ile irtibatlı olan statik kablo, paraşütün açılmasını müteakip torba ile birlikte uçakta kalır. Statik kablonun ucunda düğmesine basıldığı zaman açılan, takıldığı yerde aşağı çekilince kendiliğinden kilitlenebilen bir statik kanca asılıdır. Açma torbasının dışında askı iplerinin takılacağı bez halkalar bulunur.
3. Paraşüt Çantası
Kuşam tertibatına bağlı olan bu çanta, açma torbasını muhafaza eder. Üzerinde statik kablo yerleştirme lastikleri vardır. Dört kapağın uçlarında can ipiyle kapanmayı sağlayacak dört adet bez halka bulunur.
4. Kuşam Tertibatı
Her boydaki insana rahatlıkla ayarlanabilir şekilde kolonlardan yapılmış olup, otomatik kilit vasıtası ile kilitlenir. Kuşam tertibatındaki kolonlar; kaldırıcı kolonlar, sırt çapraz kolonlar, göğüs çapraz kolonları ve bacak kolonları olarak dört kısımdan ibarettir.
5. Otomatik Kilit
Göğüs kilidi, göğüs hizasında bulunup, bacak ve göğüsten gelen dört kolonu birleştirip kilitlenir.
İkinci Dünya Savaşına kadar paraşütler, ya keten, pamuk ve ipek gibi tabii ipliklerden veya viskoz ve asetat ipliği gibi selüloz liflerinden yapılmaktaydı. Keten ve pamuk ipliğinin kalın, ipeğin de pahalı olması sebebiyle, 1939’da ABD ve Almanya’da naylonun bulunmasına kadar, yalnızca belirli biçimlerde paraşüt yapılabildi. Çok güçlü ve paraşütün açılması sırasında meydana gelen şoklara çok iyi dayanan naylon, kısa zamanda öteki tabii ipliklerin yerini aldı. Yeni geliştirilen yapım usulleriyle her tür naylon iplik üretilebiliyordu. Naylon ipliğiyle dokunmuş paraşüt kumaşının tek olumsuz yanı, sıcak bir ortamda yumuşayıp delinmesiydi. Bu da, kumaşa ince bir silikon tabakası kaplanarak çözüldü. Ancak, naylon paraşütlerin korunmalarında en basit usul, paraşütün çok dikkatli katlanıp toplanmasıdır.