Zar Zor
Zar; çoğunlukla küp şeklinde, her bir yüzünde 1-6 arası rakamlardan birini temsil eden sayıda nokta bulunan, rastgele sayı üretmeye yarayan araçtır. Kemik, fildişi, plastik vb. maddelerden üretilir. Genellikle şans oyunlarında veya kura çekmek için kullanılır. Standart bir zar 6 yüzlü olmakla birlikte daha fazla yüze sahip zarlar da vardır. Standart bir zarda iki karşı yüzdeki sayıların toplamı her zaman 7'ye eşittir. Örneğin; zarın 1'e denk gelen yüzünün karşı tarafı 6, 2'ye denk gelen yüzünün karşısı ise 5'tir.
Zarın temel anlamını açıkladıktan sonra zarlar ister bir oyun için kullanılsın ister kura çekimi için kullanıcılar zar zor ikna edilmiştir kemik ve fildişi zar kullanılmasın diye… iki malzeme türü de bir zenginlik göstergesidir. Ancak çok daha masum ve çok daha zararsız olan plastik zarlar farklı renkleri ve büyüklükleri ile zar severleri ikna etmişlerdir.
Zar, bilinen en eski oyun aracıdır. Bilinen en eski zar, MÖ 3. binyıla ait, dört kenarlı piramit şeklinde bir Sümer zarıdır. Bu zar, tam bir set halinde bulunmuş en eski masaüstü oyunlarından biri olan Ur isimli kraliyet oyun setine aittir. Çin'de bulunan MÖ 600 yıllarına ait zarlar ile MÖ 2000 yıllarına ait antik Mısır zarları ise modern standart zar ile hemen hemen aynıdır. Zarlardan bahseden en eski yazılı kayıt ise günümüzden yaklaşık 2 bin yıl öncesine ait Sanskrit destanı Mahabharata' dır.
Çocuk oyunları, yetişkin oyunları ve hatta araba aynalarında yerini alan zarlar birçok kişi için vazgeçilmezdir. Altı üstü zar abartmayalım der gibisiniz. Abartmak değil bu gerçekler. Bir düşünsenize güzel bir hafta sonu ve kızma birader oynuyorsunuz zar yok. İki esnaf öğlen sıcağında bir gölge altında çay yudumlarken tatlısına tavla oynamak ister ama zar yok. Daha birçok örnek vermek mümkün elbette.
Geri dönüştürülen ilk malzemenin zar olduğunu biliyor muydunuz peki? Eski zarların işlenerek reçine renklerine dönüştürülerek çok kıymetli tespihler haline getirildiğini söylesek şaşırır mıydınız? Eski zar tespihler maddi olarak çok değerli olmalarının yanı sıra manevi olarak ta taşıdıkları hikayeler sebebi ile paha biçilemezler.
Altı üstü zar değil mi? Zar hep kötü alışkanlıkları çağrıştırır insana. Oysa ki her zarın bir hikayesi var içinde saklı duran. O hikayeyi anlamak ortaya çıkarmak her zaman mümkün değil elbette. Birçok şarkı var birçok şiir zarlar ile tarif edilmiştir, anlatılmıştır. Birçok sevinç birçok üzüntü zarlar ile tasvir edilmiştir.
Hayat hep yek gidecek değil ya düşeş elbet gelecek der aşıklar. Üj bej koskocaman Balkanları temsil eder. Dubara dur bağırma gülümsetir insanı ne kadar da dalga geçmek için söylense de…